İstanbul’da travesti kadınlar muhafazakar baskılar ve güvenlik endişeleri arasında güzelliklerini kutluyorlar.
Her yıl düzenlenen yarışma, İstanbul’da travesti kadınların yılda bir gece kadınlıklarını kutlayabilecekleri bir yarışmadır. Etkinlikte “Miss Antique” dan “Miss Queen”e kadar çeşitli kategoriler yer alıyor. Yarışmacılar en az 18 yaşında olmalı ve görünüşleri ve kişiliklerine göre değerlendirilecektir.
Türkiye’de trans kadınlar, LGBT bireylere yönelik yaygın ayrımcılık nedeniyle toplum tarafından sıklıkla dışlanıyor. Yaygın işsizlik, yoksulluk ve evsizlikle karşı karşıyalar ve genellikle hayatta kalabilmek için seks işçiliğine zorlanıyorlar. Ülkenin cinsiyet kimliğiyle ilgili kısıtlayıcı yasaları da var: Türk yasalarına göre, pasaport veya kimlik kartı gibi resmi belgelerde cinsiyetlerini yasal olarak değiştirebilmeleri için bireylerin cinsiyet değiştirme ameliyatı olmaları gerekiyor.
Yarışma, 2013 yılında, trans kadınlara yönelik güzelliklerini sahnede sergileyerek toplumun olumsuz trans kadın algılarına meydan okumak isteyen trans seks işçileri tarafından düzenlenen bir yeraltı etkinliği olarak başladı.
15 Nisan’da İstanbul’un Kadıköy semtinde bir gece kulübünde düzenlenen bu yılki yarışmada taç için yarışmak için ülkenin dört bir yanından gelen katılımcılarla hızla popülerlik kazandı.
Uluslararası Trans Görünürlük Günü’nde (31 Mart) düzenlenen yarışma, Sidney’de benzer bir etkinlik olan Transseksüel Avustralya’dan esinlenerek bir grup Türk trans kadın tarafından kuruldu.
Yarışma her yıl geleneksel hale geldi ve her yıl büyük kalabalıkları abiye ve mayolarla podyumda yürüyen onlarca umutlu yarışmacıyı izlemeye çekiyor.
Yarışmanın organizatörlerinden Emel Sarıyavcılık, “İnsanların kendilerini özgür hissedebilecekleri tek yer burası” dedi. “Buradan başka gidecek yerimiz yok.” dedi.
İstanbul’da travesti olarak farklı bir şey yapmak istedim. Burada çok farklı festivallerimiz var ve translara yer yok.
Miss Trans Turkey yarışması 2011’den beri düzenleniyor ve bu yıl dördüncüsü oldu. Organizatörlerin söylediğine göre, Türkiye’nin 81 ilinden Türkiye’nin güneydoğusundaki Diyarbakır kadar uzak bölgelerden seyahat edenler de dahil olmak üzere 150’den fazla yarışmacı katıldı.
Etkinlik, yetenek gösterileri ve moda şovları gibi çeşitli yarışmaları da içeriyor, ancak öncelikle trans kadınların, toplum tarafından ve hatta kendi aileleri tarafından ayrımcılık veya taciz korkusu olmadan güzelliklerini sergilemeleri için bir fırsat olarak biliniyor.
Ülkenin transeksüelleri de önde gelen politikacılar ve kamuya mal olmuş kişiler tarafından sözlü saldırılara maruz kaldı. Örneğin 2013’te Başbakan Recep Tayyip Erdoğan eşcinselliği tedavi edilmesi gereken bir “akıl hastalığı” olarak nitelendirdi.
2012’de bir grup milliyetçi, İstanbul’un Taksim Meydanı’nda trans kadınların düzenlediği barışçıl bir protestoya saldırarak çok sayıda katılımcıyı yaraladı. Aynı yıl, Alperen Ocakları olarak bilinen aşırı milliyetçi bir grup, Ankara’nın merkezindeki Kızılay Meydanı’nda LGBT karşıtı bir miting düzenledi.
Bu eylemler, daha önce aktivizme karışmamış Türkiye LGBT topluluğu üyeleri de dahil olmak üzere, onları ifade özgürlüğüne ve genel olarak insan haklarına bir saldırı olarak gören birçok Türk arasında öfkeye yol açtı.
Ertesi yıl, 19 Mayıs Gençlik ve Spor Bayramı’nda ülke çapında mitingler düzenleyen Alperen Ocakları ve diğer aşırı milliyetçi gruplara karşı, “Sapıkların kendimize ders vermesini istemiyoruz” yazılı pankartlar altında daha fazla protesto gösterisi yapıldı.
80 milyondan fazla nüfusa sahip bir ülke olan İstanbul’da travesti kadınlar genellikle aileleri ve toplum tarafından dışlanıyor. İşyerinde ayrımcılığa maruz kalıyorlar ve sıklıkla öldürülüyorlar.
İstanbul’da travesti olmak kolay değil. Ancak yılda bir gece, güzelliklerini ve kadınlıklarını İstanbul’un Trans Güzellik Yarışması’nda kutlayabilirler.
İstanbul’un Beyoğlu semtinde mavi neon ışıklarla aydınlatılan LGBTQ dostu bir barın bodrum katında yaklaşık bir düzine trans kadın sıraya giriyor. Bazıları yumruklarını sıkıyor ve bazıları gergin bir şekilde saçlarıyla oynuyor ya da eteğini çekiyor. Hepsi profesyonelce şekillendirilmiş saç ve makyaja sahip ve payetli gece elbiseleri giyiyor.
“Tamam kızlar artık hazır olmanız gerekiyor” diyerek ellerini çırpıyor Gözde Bal. 32 yaşındaki oyuncu, son birkaç yıldır İstanbul’da trans kadınlar için yıllık güzellik yarışması düzenliyor. “Seyirci bekliyor”
Kadınların nesneleştirilmesi, vücut pozitifliği ve #MeToo hakkında hararetli tartışmaların yaşandığı bir zamanda, dünyanın dört bir yanındaki birçok kadın güzellik yarışması geleneğine kaşlarını çatabilir.
Ancak Gözde Bal ve İstanbul’daki trans arkadaşları farklı hissediyor. Transfobinin günlük olarak gerçekleştiği yerde, bu yarışma yılda bir gece güzelliklerini kutladıkları ve tehlikeli olabilecek bir yaşamda stres attıkları bu yarışmadır.
Ayna karşısında son kontrolleri yapılıp rujları yenilenen yarışmacılar teker teker merdivenleri çıkıyor. Parlak stiletto yüksek topuklu ayakkabılar kırmızı halıya çarptı. Kadınlar, İstanbul’un LGBTQ topluluğundan etkili sanatçılar ve tasarımcılardan oluşan bir jüriye gösteriş yaparak yürüyor.
Altı ince yüksek topuklu ayakkabılara rağmen, aylarca süren antrenmandan sonra sarsılmaz bir podyum gerçekleştirirken kameralar yüzlerini aydınlatıyor. Misafirler, akıllı telefonlarıyla yarışmacıları takip ediyor, fotoğraf çekiyor ve birçoğu onları özçekimler için durduruyor.